Türkiye ekonomisinin en büyük gücünün üretim çeşitliliği olduğuna vurgu yapan Bakan Varank, “2022’de Küresel piyasalarda adından söz ettirecek yeni Türk markaları çıkarmak üzere cesur girişimcileri, yenilikçi fikirleri desteklemeye devam edeceğiz.” dedi.
YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ
Pandemi sürecinde Türkiye’nin büyümesini sürdürdüğünü anlatan Varank, “Salgının başından bu yana Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre, kayıtlı istihdamın 11,5 milyondan 13 milyon 900 bine ulaştı. Bunun 700 bini de sanayide gerçekleşmiş. Muhalefet işsizliği muhtarların yanına özel kalem müdürü atamak gibi iş bilmez yollarla çözmeyi hayal edebilir. Biz burada gerçeklerden bahsediyoruz. En üretken alanlarda istihdamı artırarak yolumuza devam ediyoruz.” diye konuştu.
TÜM DÜNYAYA İSPAT ETTİ
Pandeminin dünyadaki tedarik zinciri üzerindeki olumsuz etkilerini, güçlü sanayiciler, üretim ve ihracat ile aştıklarını söyleyen Varank, “Malumunuz bu yıl da pandeminin gölgesinde geçen zorlu bir yıl oldu. Tedarik zincirlerindeki aksaklıklar, enerji ve emtia fiyatlarında görülmemiş artışlar küresel ekonomiyi büyük çıkmazlara sürükledi. Ama Türkiye ekonomisi, böylesine kasvetli bir atmosferde dahi gösterdiği performansla rüştünü tüm dünyaya ispat etti. Küresel tedarik zincirlerinde yaşanan kırılmalar sonrasında oluşan boşluğu doldurabilecek alternatif bir üretim merkezi olduğunu dünyaya ilan etti. Baktığınızda, her bir makro gösterge ülkemizin rekabetçi konumunu ayrı ayrı teyit ediyor. Bunların başında da yüzde 95’i sanayi ürünlerinden oluşan ihracatımız geliyor. İşte, daha yıl bitmeden 200 milyar doları geçtik. 2022 yılında da bu rakamın katlanarak artmaya devam edeceğine inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.
EKONOMİNİN EN BÜYÜK GÜCÜ ÜRETİM ÇEŞİTLİLİĞİ
Türkiye’nin ekonomik gücünü, faiz, kur ve enflasyon üçgeninde değerlendirilmemesi gerektiğini vurgulayan Varank, şunları söyledi:
“Bugün Türkiye, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yaptığı atılımlarla dünyanın en canlı iş ve yatırım ortamına sahip ülkelerinden biridir. Ancak bu canlılığın nedenini sadece kurda sadece faizde arıyorsak. Türkiye’ye en büyük haksızlığı yapıyoruz demektir. Türkiye ekonomisinin en büyük gücü üretim çeşitliliğidir, kriz dönemlerindeki direncidir, nitelikli iş gücüdür, risk alabilen girişimcileridir ve güçlü finans sistemidir. Bu yüzden hep diyoruz ki ekonomimizin gücünü sadece kur, faiz ve enflasyon üçgeni üzerinden okumayın. Böyle bir yaklaşım en başta siz değerli iş insanlarına yapılan bir saygısızlıktır. Bu ülkenin yatırımcısını, girişimcisini, emekçisini yok saymaktır. Biz ne kadar söylesek de muhalefet bu ülkenin gerçeklerine yabancı olduğunu her fırsatta gösteriyor. Hep birlikte izledik, son birkaç aydır kur ve faiz üzerinde tepinip durdular. Ama gördük ki kur üzerinden ülkemize yapılan dayatmalar bir gece de boşa çıktı. Aylardır yapılan kara propaganda birkaç saatte yok oldu. Buradan siyasi bir çıkar elde etmek isteyip umduğunu bulamayanlar da şaşkınlıktan ne yapacaklarını bilemez duruma düştüler.”
SANAYİCİLERE: KOSGEB VE TUBİTAK EMRİNİZE AMADE
Varank, Ankara’nın savunma sanayi olmak üzere birçok sektörde önemli bir üretim merkezine dönüştüğünü belirterek, sözlerine şöyle devam etti: “Başkentimizi, yüksek teknoloji ve katma değerli üretimde sahip olduğu potansiyel dolayısıyla 2022’deki gelişmelere de yön verecek bir merkez olarak değerlendiriyorum. Bakanlık olarak ticaret odalarını kalkınma politikalarının en önemli paydaşlarından biri olarak görüyoruz. KOSGEB ve TÜBİTAK destekleri de emrinize amade. Siz yeter ki birincil işiniz olan üretime ve ticarete odaklanın, istihdam sağlayın, katma değer üretin. Bakanlık olarak tüm imkanlarımızla sizi desteklemeyi sürdüreceğiz.” dedi.
TÜRKİYE OTOMOTİV SANAYİSİNDE 30 MİLYAR DOLARLIK İHRACAAT YAPAN GÜÇLÜ BİR ÜLKE
Varank, Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu’nun (TOGG) sadece otomotiv üretme projesi olarak görmediklerini belirterek, “Türkiye otomotiv endüstrisinde gerçekten güçlü bir ülke. 30 milyar dolara yakın ihracat yapabilen bir ülke. Ama endüstrinin dönüşümünü de yakalamamız, tedarikçilerimizin üreticilerimizin bu dönüşüme ayak uydurması gerekiyordu. Bununla endüstriyi dönüştüren bir projeyi başlattık.” değerlendirmesinde bulundu.
FIRSATÇILARA: “2 DOLARLIK ÜRÜNÜ 40 DOLARA SATAN FIRSATÇILARLA ÇALIŞMAK İSTEMİYORUZ”
Fiyatlama, fahiş fiyat ve stokçuluk konularında değinen Varank, dürüst, düzgün işini doğru yapan tüccarlarımızla hiç bir problemlerinin olmadığını vurguladı.
Birtakım insanların amaçlarının maksimum kar etmek olduğunu bildiren Varank, “Biz bunu salgın döneminde yaşadık. Salgın döneminde fiyatlarda hiç bir oynaklık yoktu. Ham maddede sıkıntı yoktu. Ama biz Türkiye’de 2 dolarlık kumaşların 40 dolara satıldığını gördük. Girdiden mi kaynaklanıyordu? Hayır. Fiyatlardaki oynaklıktan mı kaynaklanıyordu? Hayır. Kurdan mı kaynaklanıyordu? Peki bunun fiyatı nasıl 40 dolara çıktı? Biz 2 dolarlık ürünü 40 dolara satarak fırsatçılık yapmak isteyenlerle çalışmak istemiyoruz.” ifadelerini kullandı.
ATO Başkanı Gürsel Baran da sanayinin, büyümenin öncü gücü olduğunu anlatarak, ürettiği ürünleri dünyanın dört bir yanına satan reel sektörün, ihracatta tüm zamanların en başarılı dönemini Türkiye’ye yaşattığını dile getirdi.
Savunma sanayinde dışa bağımlılık oranının yüzde 80’lerden yüzde 20’lere gerilediğini vurgulayan Baran, geçen ay 221 milyar dolarlık ihracat rakamını yakaladıklarını aktardı.
Yorum Bırakın